SENDİKAL ÖRGÜTLENME AĞIR AKSAK
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı 31 Ocak 2018 Tarihinde, işçi sendikalarının üye sayıları ile ilgili bir istatistik yayınlamıştı. Bu tarihte sendikalı işçi sayısı, toplam 1 milyon 717 bin 397 olarak belirtilmişti.
İstatistikte, işçi sendikaları konfederasyonlarının ve bağımsız, sendikaların üye sayılarına ait veriler de belirtilmekte idi.
Adı yeniden değişen, Çalışma Sosyal Hizmetler ve Aile Bakanlığı, Sendikalar Yasası uyarınca Temmuz 2018 Tarihinde yeni bir istatistik yayınladı.
Bu duruma bakıldığında, çalışan işçi sayısı ülke dahilinde 14 milyon 121 bin 664 olarak gösteriliyor.
Yurt çapında sendikalı işçi sayısı ise bu tarihte 1 milyon 802 bin 155 işçinin sendikalı olduğu gözlemleniyor.
Bu duruma göre sendikalı işçi sayısında önemsiz de olsa bir artış mevcut.
DAYANIŞARAK BİRLEŞMEK
Yine en fazla sendikalı üye sayısı 958 bin 618 ile TÜRK-İŞ Konfederasyonunda.
DİSK'İN üye sayısı ise 160 bin 568 olarak belirtilmiştir.
Bağımsız sendikaların üye sayısı ise 27 bin 308 dir.
Çalışan işçi sayına göre sendikalı işçi sayının bu denli yetersiz oluşu
sendikalara da, işçilere de ülkemize de yakışmıyor...
İstatistik sonucuna göre DİSK, örgütlenmede yüzde olarak en fazla işçiyi örgütlemiş görülüyor. Ancak yetersiz.
Haydi DİSK, eski günlere...
İŞÇİ ARI GİBİDİR
İşçi üretir, durmadan üretir...
Elbette emeği ile üretir...
Arı gibidir...
Çalıştıkça, çalıştırıldıkça üretir.
Yoksulluk, yoksulluk ne kelime, açlık sınırında, yaşattırılarak çalıştırılır.
Ürettiklerinin büyük bir bölümünü, çoğu zaman kendisi ve ailesi için kullanamaz...
Buna rağmen durmadan çalışır, çalışmak zorundadır...
İş yeri, çevre, çalışma koşulları nasıl olursa olsun çalışır...
Yeterli denetimsizlik, çalışma koşullarının iyileştirilememiş olması, önlemler eksikliği, çoğu zaman ölümlü iş kazası ile sonlanır.
Ya da yıllar sonra yakalanılan meslek hastalığı...
Arılar da öyledir.
Kendi kolonileri için üretirler.
Kovanlarından çıktıktan sonra durmazlar. Duramazlar...
Ağaçtan ağaca...
Daldan dala...
Çiçekten çiçeğe konar...
Çoğu zaman bir yol kazasına uğrar, "arı kuşuna" yakalanarak hayat sonlanır.
Üretilen bu değerler başkaları (insanlar) tarafından yağmalanır.
Ürettiğinin çok azı kendisine bırakılır...
Ölmesin ki seneye tekrar bu değerli besini üretsin.
İşçilerin açlık ve yoksulluk sınırlarında çalışmaları kader değildir.
Bu sınırları aşmanın yollarından birisi de sendikalı olmaktır.
İŞÇİ ARI GİBİDİR
İşçi üretir, durmadan üretir...
Elbette emeği ile üretir...
Arı gibidir...
Çalıştıkça, çalıştırıldıkça üretir.
Yoksulluk, yoksulluk ne kelime, açlık sınırında, yaşattırılarak çalıştırılır.
Ürettiklerinin büyük bir bölümünü, çoğu zaman kendisi ve ailesi için kullanamaz...
Buna rağmen durmadan çalışır, çalışmak zorundadır...
İş yeri, çevre, çalışma koşulları nasıl olursa olsun çalışır...
Yeterli denetimsizlik, çalışma koşullarının iyileştirilememiş olması, önlemler eksikliği, çoğu zaman ölümlü iş kazası ile sonlanır.
Ya da yıllar sonra yakalanılan meslek hastalığı...
Arılar da öyledir.
Kendi kolonileri için üretirler.
Kovanlarından çıktıktan sonra durmazlar. Duramazlar...
Ağaçtan ağaca...
Daldan dala...
Çiçekten çiçeğe konar...
Çoğu zaman bir yol kazasına uğrar, "arı kuşuna" yakalanarak hayat sonlanır.
Üretilen bu değerler başkaları (insanlar) tarafından yağmalanır.
Ürettiğinin çok azı kendisine bırakılır...
Ölmesin ki seneye tekrar bu değerli besini üretsin.
İşçilerin açlık ve yoksulluk sınırlarında çalışmaları kader değildir.
Bu sınırları aşmanın yollarından birisi de sendikalı olmaktır.
SENDİKALI OLMAK YALNIZLIKTAN KURTULMAKTIR.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder