15 Mart 2018 Perşembe
ÖLÜMCÜL İŞ KAZALARI VE SENDİKALAR
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi, Şubat 2018 de, 123 işçinin hayatını kazalarda kaybettiğini açıkladı.
28 gün gibi kısacık bir ayda, kayda geçen işçilerin ölümünden bahsediliyor. Açıklama en az 123 işçi diye açıklanıyor. Demek ki kayda geçmeyen ve bilinmeyenler de var...
Hukuki ve iş hayatındaki söylemi İş Kazası!
Söylem olarak iş kazası ve iş güvenliği ne demek?
İşçi sağlığının, iş güvenliğinin uygulamada ki durumu bu gün nedir?
Fabrikalarda, inşaat şantiyesinde, taşocağında iş güvenliğini kim sağlar? Tedbirleri kim alır, daha doğrusu çalışma alanlarında güvenli ortamları kim oluşturur?
Elbette bunların cevabı var, bu cevapları herkes bilir. Herkesin bu cevapları bilmesi sorunları çözüyor mu?
Elbette hayır...
Çözmez, çözemez, yıllardır ülkemizde bu sorun çözülemedi. Acaba bu sorun çözülmek mi istenmiyor?
Ülkemizde bu gün meydana gelen ölümcül iş kazalarında ölenlerin sayısının, İngiltere'den beş kat daha fazla olduğu belirtiliyor.
İşçi ölümlerinin, Çin'den beş, ABD den ise yüzlerce kat fazla olduğu kayıtlarda görünüyor, okunuyor.
İsveç, Norveç gibi Avrupa ülkeleri ile kıyaslanma yapmanın yanından bile geçemiyoruz.
ISIG Meclisinin açıklamalarına göre, Şubat'ta meydana gelen ölümlü kazalarda İstanbul ve Kocaeli ilk sıralarda bulunuyor. Ölümcül kazaların çok olmasının sanayi yoğunluğu ile doğru orantılı mı acaba?
Raporda ölen işçilerin yüzde dördünün sendikalı, yüzde doksan altısının ise sendikasız olduğu belirtiliyor. Bu durum sendikalı olan işyerlerinde daha az kaza oluyor gibi gözükebilir.
Öyle olsaydı tüm işçilerin sendikalı olduğu SOMA'da ki maden ocağında 301 maden işçisi ölür müydü? Demek oluyor ki işyerlerinin sendikalı olması çoğu zaman sorunların çözümünde fazla etkili olmuyor ya da olamıyor.
Sendikaların gerçek, ilerici, işçiden yana ve devrimci anlayışta olmaları da gerekiyor...
SENDİKALAR VE İŞ GÜVENLİĞİ
İş güvenliğinin tam olarak sağlanmaması elbette ölüm sayılarını artırıyor. İş güvenliği neden sağlanamıyor? Bunun cevabını uzmanlar vermeli... Uzmanlar ve yaptırım uygulaması konusundaki yetkililer şunun da cevabını verebilmeli. Ölümlerin olduğu yerde iş güvenliği tam olarak sağlansaydı sayı bu kadar kabarık olur muydu?
Sendikacılık çalışmaları içinde iş güveniği, en az ücretler kadar önemlidir. İşçiler, yaşantılarının önemli bir bölümünü çalışarak geçirmektedir. Öyleyse çalıştıkları işyerlerinde tehlikelere ve sağlığa zarar veren etkenlere karşı korunmalıdırlar.
İşyerlerinde, fiziki şartlar, çalışma ortamı olarak hazırlanırken, ilk iş çalışma koşullarının insancıllaştırılması olmalıdır. Yani kısaca buraların insanlığa yaraşır biçimde olması gerekir.
Çalışma koşullarının, özellikle çalışma saatlerinin, günümüz medeni ülkelerdeki seviyelere çekilmeleri sağlanmalıdır. Uzun çalışma saatlerinde mutlaka dinlenme molaları verilmelidir.
MARKO PAŞA
1969 Yılın'da Türkiye Maden - İş Sendikasının, merkezi İsviçre'de bulunan Uluslararası Metal İşçileri Federasyonu ile birlikte uyguladıkları yurt dışı eğitim seminerlerin birinde İtalya'da FİAT Fabrikasını gezmiştik.
Çalışma koşulları, çalışma süreleri, ve sair konularda incelemeler yapmış ve oldukça bilgilenmiştik.
Günümüzde, adına "insan kaynakları" denilen ve bizim personel müdürlüğü diye bildiğimiz birimin yetkilisi bir olayı şöyle anlatmıştı.
"Bizim çalışmamızda en önemli şey üretimdir. Çok kazanmak için çok üretmemiz gerekir. Çok üretmenin, yani verimli çalışmanın temel unsuru, işçinin mutlu olarak çalışmasından geçer. Yakın bir zamanda bir işçimizin bazı olumsuz davranışlarını ve durumunun üretime de yansıdığını gözlemledik. Başarılı ve eski işçilerimizden birisiydi. Kendisi ile yaptığımız görüşmelerde bir sonuç alamadık. Aramızda karar aldık ve araştırmalara başladık. Onun haberi olmadan ailesine gittik. Eşiyle görüştük. Sorunu öğrendik. Eşine de bu görüşmemiz gizli kalmalıdır
diyerek ayrıldık. Bir yıl sonra bu işçi FİAT Fabrikalarında yılın işçisi ödülünü aldı."
Biz kendi aramızda Marko Paşa derdini anlatana derman buluyormuş, ama bu durumda dert anlatılmadan da derman bulunmuş oldu, diye FİAT Fabrikasının bu birimine *MARKO PAŞA adını koymuştuk.
Başta çalışanların eğitimi olmak üzere, iş güvenliğinin tam olarak sağlanmasından sonra meydana gelen kazalara "iş kazası denir."
Sözü fazla uzatmaya gerek yok, kısaca gerçek şöyle açıklanabilir.
İş kazalarını önlemenin en önemli yolu, çalışma alanlarının iyi denetlenmesinden geçer. İyi denetimler ise gerçek ve güçlü sendikaların bulunduğu iş yerlerinde daha etkin yapılır...
İşçilerin sendikalaşmaları, sendikalarda söz ve karar sahibi olmaları, iş kazalarında ölüm ve sakatlanma risklerini azaltacaktır.
* Marko Paşa; Rum asıllı bir Osmanlı Paşasıdır. Askeri Tıbbiyeyi bitirmiş doktordur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder