SOSYAL GÜVENLİK
İnsan hayatında, sosyal güvenlik elbette çok önemlidir.
Çalışanlar bakımından özellikle de sanayi işçilerinin çalışma koşullarında, daha da fazla önem arzeder bu durum. İşçiler, bedensel, sosyoekonomik, moral ve daha birçok riskler bakımından her zaman tehlikelerle karşı karşıyadır.
SSK HASTAHANELERİ
1945 Yılında kurulan, Sosyal Sigortalar Kurumu(SSK), bir zamanlar işçilerin en önemli, en hayati kuruluşu durumundaydı. İşte o bir dönem dediğimiz zamanlarda, işçi sağlığı, iş güvenliği, iş güvencesi, emeklilik ve barınma konularında çok büyük hizmetler yapıyordu. İşçi ve ailelerinin her türlü tedavileri tertemiz klinik, poliklinik ve hastahanelerde paragöz olmayan idealist doktorlar tarafından yapılıyordu.
(İş güvenliği, iş güvencesi ve barınma konusundaki (kooperatifler) görev ve faaliyetleri ayrı bir yazı konusudur.)
SSK, Kuruluşundan itibaren sağlık kuruluşları bakımından kısa zamanda önemli bir yapılanma sağladı.
Çalışma Bakanlığı bünyesinde bulunan SSK, Türkiye'nin en önemli sağlık kuruluşuydu. Birçok şehir, bölge ve semtlerde, dispanser, poliklinik ve hastahaneler kuruyordu.
27 MAYIS 1960 İhtilalinden hemen önce devrin Cumhurbaşkanı Celal Bayar tarafından hizmete açılmıştır. O yıllarda, Ortadoğu ve Balkanların en büyük hastahanesi olarak adlandırılıyordu.
Marmara Denizi sahilinde bulunan ve şahane bir manzarası olan SSK Samatya hastahanesi, bölgeye, İstanbul'a ve Trakya 'dan gelen SSK hastalarına hizmet vermekte idi.
Hastahanede asistan olarak görev yapan doktorlar arasından yüzlercesi burada cerrah olarak yetişmiştir.
Bunlardan birisi de İstanbul Tıp Fakültesinden 1955 Yılında Mezun olan, genel cerrahi dalında ihtisas yaparak cerrahi uzmanı, daha sonra cerrahi klinik şefi ve daha sonra da 1974 Yılında Baştabib olan Mücahit Atmanoğlu'dur.
HASTAHANE ZİYARETLERİ
Mücahit Atmanoğlu |
Zaman buldukça sendikal faaliyetlerim arasına hastahane ziyaretlerini de ilave ettim. Bölgede, yıllarca hizmet veren Eyüp Dispanseri, 1952 Yılından itibaren SSK Eyüp Hastahanesi olarak çalışanlara hizmet vermeye başlamıştı.
Sendika şube başkanlığım zamanında özellikle iş kazası geçiren üyelerimizi sık, sık ziyaret eder iyileşme durumlarından haberdar olmak isterdim. Bazı hastaları Eyüp Hastahane Baştabipliği daha büyük Hastahanelere sevk ederdi.
Çoğunlukla ameliyatlık hasta, Samatya'ya bu hastahaneye gönderilirdi.
1967 Yılından itibaren İstanbul ve Trakya Bölge Temsilciliğine atandığım zamanda da bu, tam teşekküllü, tertemiz, pırıl pırıl parlayan bir göz bebeği gibi, SSK hastahanesine daha sık gider olmuştum. Çoğu zaman hasta üyelerimizi ziyaretlerimizden sonra doktorlarla görüşür bilgi alırdım. İşte Sayın Atmanoğlu'nu bu yıllarda tanımış hastalara gösterdiği ihtimam nedeni ile kendisine teşekkür ederdim.
İşte bu sıralar, Atmanoğlu'nun Hastahane Baştabibliğine getirildiğini öğrendik.
Başarı dileklerimizi iletmek ve yeni görevini kutlamak üzere Şinasi Kaya ile birlikte hastahaneye gittik.
Kısa sohbetimiz sırasında, bir ara "üç yıl evvel bir özel hastahane doktoru akut apandisit teşhisi koydu ama ben hala ayaktayım ve sağlamım" demiştim. O "kendine çok güvenme, gel seni muayene edeyim"dedi. Muayene etti bir iki soru sordu ve "seni ameliyat edeceğim" dedi. "Tamam uygun bir zamanda hazırlanıp gelirim" demiştim.Başarı dileklerimizi iletmek ve yeni görevini kutlamak üzere Şinasi Kaya ile birlikte hastahaneye gittik.
"Hayır, hayır hemen şimdi, başhekim olarak ilk ameliyatı sana yapacağım zaten on, onbeş dakika sürecek"dedi ve görevliye ameliyathanenin durumunu sordu.
Kısa zaman sonra kendimi ameliyathanede, ameliyat masasında yatar bulmuştum.
SGK İstanbul araştırma Hastahanesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder