Milliyet Gazetesi Ekonomi yazarı Prof. Güngör Uras köşe yazılarının birinde, Türk Demir döküm Fabrikası işçilerinin verdiği sendikal özgürlük mücadelesini, "BÜYÜK DEMİR DÖKÜM DİRENİŞİ" başlıklı yazısı ile köşesine taşımıştı.
Halkımız, Güngör Uras'ın yazılarını severek okur konuşmalarını ve konferanslarını dikkatle dinler ve anlardı. Güngör Uras ekonomi konulu yazılarında daha anlaşılır olması için sık sık, kendi deyimi olan "Ayşe teyze" ve "Ali Rıza amca" gibi örnekler verirdi.
Prosesör Uras 1969 Demirdöküm işçilerinin sarı sendikaya karşı verdikleri özgürlük mücadelesi ile "15-16 Haziran Büyük İşçi Eylemi"ni özetle iç içe yazmış.
Demirdöküm Fabrikasında yaşanan her iki olayın da, Türkiye sendikal hareketler içindeki yerinin önemli olduğunu, Vehbi Koç'u da kaynak göstererek anlatan yazısını aşağıda bulacaksınız.
BÜYÜK DEMİRDÖKÜM DİRENİŞİ
GÜNGÖR URAS
Jandarma ve polis, kaynaklanan demir kapıları tanklarla kırarak içeriye girmek, öncelikle genel müdürü kurtarmak, sonra da işçileri fabrikadan çıkarmak istedi.
Genel müdür Yüksel Pulat, "Ben bu fabrikanın genel müdürüyüm. Ben bu fabrikaya otomobilimle kapıdan girer, otomobilimle çıkarım. İşçiler kapıyı açar, beni otomobilime bindirir, yolcu eder. Ancak o durumda fabrikayı terk ederim. Çünkü yarın ben bu işçilerle çalışacağım" dedi. İki gece, üç gün kapılar kaynaklı kaldı. Üç gün sonra işçiler kaynakları söktü. Ve Pulat da dediği gibi otomobiline binerek fabrikadan evine gitti.
Sendikacılık tarihinde yeri var
Büyük Demirdöküm direnişi, Türk sendikacılık tarihi bakımından, Türk işçi hareketi bakımından çok önemli bir olaydır.
Vehbi Koç, "Hayat Hikâyem" isimli kitabının 80'inci sayfasında Türk Demirdöküm fabrikasının kuruluşunu şöyle anlatır:
"Bir döküm fabrikası kurma düşüncesi bende 1930-1935 arasında belirmişti. Radyatör, kazan, pissu boru ihtiyacımızı Almanya'da Hilden firmasından getirtiyorduk. 1939'da Almanya darmadağın oldu. 1946-1948'de Türkiye'de bir döküm fabrikası kurmak için Hilden'cilerin peşine düştüm. Baktım ki, Varsayamis adında bir Rum ile Mümtaz Fazlı Taylan bir radyatör fabrikası kurmaya karar vermişler. 1955'te Varsayamis ile görüştüm. Türk Demirdöküm fabrikasına ortak oldum. Almanya'ya gittik. Hilden firması ile teknik yardım anlaşması yaptık. Fabrika önce radyatör, soba, hela taşı, emaye kap kacak yaptı. 1966 yılında otomotiv sanayi için döküme başladı. 1967 yılından sonra radyatör ihraç etti. 1935 yılındaki hayalimin sonunda bu fabrikanın kurulup başarılı olmasından da çok mutluyum."
Vehbi Bey'in bebeği idi
Dalan'ın Haliç'i temizleme projesi sırasında Demirdöküm'ün Silahtarağa'daki fabrikası kapatıldı. 1967 yılında Bozüyük'te kurulan yeni fabrikada üretim çeşitliğine gidildi, Arçelik için üretime başlandı. 1985 yılında Bolu'da termosifon, 1988 yılında İnegöl'de "döküm fabrikası" faaliyete geçti.
Vehbi Koç'un 20 yıl hayal ettikten sonra, Almanlara yaptırtamayıp kendi çabası ile 1955 yılında kurduğu bu 50 yıllık üretim tesisinin yüzde 72.56 hissesi geçen hafta 283 milyon dolara Almanlara satıldı. (Yüzde 21.76'sı halka açık. Kalanı Taylan grubunun portföyündeydi, Almanlar onu da aldı.)
"Alan memnun, satan memnun" diyeceksiniz...
Not: Sayın Güngör Uras'ın bahsettiği işçi direnişinin yapıldığı Demirdöküm Fabrikası Silahtarağa'da kurulu idi. 2500 işçinin çalıştığı bu fabrika işvereni, işçilerin orada bulunan sarı sendikadan istifa eden işçilerin, DİSK üyesi Maden-İş sendikasına geçmelerine engel olması ve bir takım haklarının ödenmemesi üzerine bu direniş gerçekleşmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder